Dünya Uygur Kongresi lideri Rabia Kadir gündemdeki soruları cevapladı
Dünya Uygur Kongresi lideri Rabia Kadir, tartışma konusu olan, son yıllarda Türkiye'ye gelip gelmediği ile ilgili olarak, “Gitmedim” dedi. Kadir, “Bu işler biraz yatıştıktan sonra elbette Türkiye'ye gideceğim. Türkiye bana kapısını açmıştır. Ne zaman istersem gidebilirim. Şu anda buradaki meşguliyetimden dolayı, buradaki önemli toplantılardan dolayı şimdi elbette gidemeyeceğim” diye konuştu.
Vaziyet çok vahim
Washington'da DHA'nın sorularını yanıtlayan Dünya Uygur Kongresi lideri Rabia Kadir, Türkiye'ye gelme meselesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye'ye gitmediğini kaydeden Kadir, “Vaziyet çok vahim bizim memleketimizde. Çin Hükümeti biliyorsunuz bir vahşet yaşattı, çok büyük bir katliam yaptı. Bu olayda yaralılar nerede, yaralananlar nerede, ölü sayısı kaç, kaç kişi öldü? Bu vaziyeti nasıl dünyaya biz anlatacağız. Bunun için ben çok büyük bir faaliyet içindeyim. Buradaki hükümet yetkilileriyle görüşmem lazım. Hükümet yetkilileriyle görüşüp, kongre üyeleriyle görüşüp, State Department'la (ABD Dışişleri) görüşüp bu vaziyeti anlatıp, elbette Amerika'nın bu katliama karşı daha sert bir tavır almasını, Çin'e baskı yapmasını bu katliamı durdurması için, buralarda çok teşebbüslerde bulunmam lazım” dedi.
Erdoğan'ı destekleyelim
Rabia Kadir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Doğu Türkistan halkına sahip çıktığını hatırlatırken, şöyle devam etti: “Başbakan Erdoğan, bu vahşeti 'bir katliam' olarak nitelendirdi. Onun için bizim de Türkiye başbakanının bu teşebbüsünü, hareketini desteklememiz lazım. Başka devletlerin de sayın Başbakan Tayyip Erdoğan gibi bu meseleyi ortaya koyması ve bu meseleye sahip çıkması, Çin'e karşı baskı yapması için bizim de çalışmamız lazım. Avrupa Parlamentosu'nun, Avrupa devletlerinin ve Amerika'nın başbakan sayın Erdoğan'ın arkasında durmasını sağlamamız lazım. Onun için burada çalışmalarım çok. Bu işler biraz yatıştıktan sonra elbette Türkiye'ye gideceğim. Türkiye bana kapısını açmıştır. Ne zaman istersem gidebilirim. Şu anda buradaki meşguliyetimden dolayı, buradaki önemli toplantılardan dolayı şimdi elbette gidemeyeceğim.” Davalarını dünya kamuoyuna iyi anlatmak için çok çalışmaları gerektiğini anlatan Kadir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ve Türk halkının bu meseleye sahip çıkması ve uluslararası alanlarda dile getirmesi sonucu Uygur, Doğu Türkistan meselesini uluslararası mesele haline getirdiğini söyledi. Kadir, “Onu için bu durumdan bizim çok iyi faydalanmamız ve kendi davamızı uluslararası kamuoyuna iyi anlatmak için bu fırsattan faydalanmamız lazım. Çok çalışmamız lazım bu alanda” dedi.
“Türkiye'deki durum, Çin'le karşılaştırılamaz“
Çin yönetiminin ayrıcalık ve terör yapmakla suçladığı, Türkiye'deki bazı kesimlerin de kendisini terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile aynı kefeye koymaya çalıştığı Rabia Kadir, “Demokrasi mücadelesinde şiddetin, silahlı eylemin yeri olmalı mı? Siz bu Uygur halkının mücadelesiyle, diğer terörist faaliyetleri birbirinden nasıl ayırıyorsunuz? Nasıl bu faaliyetlerin gerçekten bir halk mücadelesi olduğunu terörist faaliyeti olmadığını aktarıyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Elbette şimdi Türkiye'yi, Türkiye'deki durumu Çin'deki durumla karşılaştırmak mümkün değildir. Türkiye demokratik, Çin ise, diktatör, Komünist bir devlettir. Uygurlar tabii Doğu Türkistan'da bütün haklarından mahrum halde yaşamaktadır. Bunların elbette protesto ve yürüyüş yapma, kendi fikrini özgürce ifade etme, dini ibadetlerini yerine getirme, çocuk edinme, hatta istedikleri yerde çalışma hakkı yoktur. Bir yerden bir yere gitme, serbest dolaşma hakkı yoktur. Benim kocam 4 makale yazdığı için baskı altında kaldı, sorgu altına alındı. Şimdi orada kendi fikrini ifade ederek bir makale yazan bir insan senelerce hapse mahkum ediliyor. Onun için bizim durumumuz başkalarının durumdan çok farklı. Bütün batılı demokratik devletler bizim davamızı desteklemektedir. Bütün batılı devletlerin hükümet başkanları, bazılarının başbakanları, dışişleri bakanları benimle görüşmüştür. Bütün uluslararası insan hakları kuruluşları bizi destekliyor. Bildiğiniz gibi benim de hapisten çıkmamda Çin hükümetinin beni hapisten serbest bırakmasında elbette uluslararası insan hakları teşkilatlarının büyük payı olmuştur bunların baskısı olmuştur. Onun için bizim durumumuz başkalarının durumu ile çok farklı. Biz 60 seneden beri bu barışçıl mücadelemizi devam ettirdik. Bundan sonra barışçıl bir şekilde mücadelemizi devam ettireceğiz.” Kadir, mücadelelerini barışçıl yöntemlerle sürdüreceklerini, şiddete bütünüyle karşı olduklarını vurgularken, “Terörizme karşı savaşmak için, terörizme karşı olanlarla bir safta durarak savaşacağız. Onun için Türkiye'deki durumla bizim durumumuz elbette çok farklı” diye devam etti.